20 Haziran 2010 Pazar

Roadside Bar

"Keşke" ile başlayan cümleler kurmak iyi değil demiştim, iyi demişim, yine diyorum.
Benim inancıma göre senin için çizilmiş, senin inancına göre de belli kararların alınmasıyla ortaya çıkmış bir yol var önünde. Yürüyeceksin ya da yürümeyeceksin. Bu kadar basit aslında ama gel gör ki insanın bağımlılıkları var. Ve en zor olanı da duygusal bağımlılıkları. Onlar insanın ellerini, ayaklarını ve gözlerini bağlıyor. Tutamıyorsun, gidemiyorsun, göremiyorsun. Hareket edemiyorsun. Arın duygusal bağımlılıklarından. Eğer gideceksen arkana bakma çünkü "düşünceler, duyguların çekim alanına girince bükülürler.
''

Yakın bir arkadaşımın söylediği bu sözün üstüne uzun uzadıya düşünmüştüm.Düşünceler, duyguların çekim alanına girdiğinde neden bükülürler, duygular, acaba düşüncelerden yoksun, onlardan bağımsız ele alınamazlar mı? Aslında bu iki benliği biribirinden ayrı olarak düşünmek mümkün değil mi?

Yaşam, aslında uzanıp giden tek şeritli bir yol. Bütün yaşadıklarımız da, yol üstündeki barlarda durup, mola sırasında oluşan hikayeler. Aslında hepimiz, bu hikayeler için yaşıyor, onlar için ilerliyoruz yolda. Kiminde başrol oluyoruz, kiminde anlatıcı. Ama hikaye hep var. Yol da. Çarpışan şeyler aslında hikayeler, yol da uzun. Ben burada kendi yol kenarı hikayelerimi, barı paylaştığım insanları anlatacağım. Dumanın arasında beliren silüetleri...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder