3 Kasım 2010 Çarşamba

Nedenleri Anlamak

İnsan çok garip bir varlık. Düşüncelerinden bir dünya yaratıp, içinde kaybolabiliyor. Hayallerinin esiri olabiliyor, onları gerçeğe dönüştüremeden yolda düşerse, bütün dişlilerini kapatabiliyor.Umutlarını bağladığı, yıllardan beri hayalini kurduğu bir gerçeği, sikik bir sebepsizlik yüzünden kaybediyor. Hayat insana acımasız oyunlar oynuyor, sonra da karşına geçip gizem dolu yüzüyle gülüyor. Herkesin hayatında yaşadığı zorluklar, bir araya gelip seni yıkıyor. Her şeyi göze alıp seviyorsun, seni bırakıp gidiyor. Her şeyden vazgeçip yapbozunu kursan da, son parça uymuyor, evirip çevirip uyduramıyorsun, köşe kapanmıyor, sürekli açık kalıyor. Gücünün yetmediği o kadar çok şey var ki, aciz kalıyorsun, her şeye küfredip sayıp silmek de rahatlatmıyor. İçindeki kangreni söküp atamıyorsun, kusamıyorsun irini. Boğazına kadar geliyor, miden bulanıyor, başın dönüyor, ama dışarı çıkmıyor. Atamıyorsun safranı, zehirliyor düşüncelerini. Kusup rahatlamak istiyorsun, boğazından pis suyu atıp rahatlamak istiyorsun, yüzün sürekli kovanın içine düşüyor. Tükürüklerinin arasına düşüyor kafan, saçına yapışıp kalıyor. Midenden yükselen iğrenç koku burun deliklerini dolduruyor, için kalkıyor, ama kusamıyorsun. Her zerren pislikle dolup taşıyor. Yüzün kovanın dibindeyken kusuyorsun. Her şeyi dışarı atıyorsun. Nefes almak isterken tekrar içine çekiyorsun hepsini.

Sonra uyanıyorsun. Kabus, karabasan gülüyor sana karşıdan. Kalkıp o iğrenç yüzüne yumruğunu gömmek istiyorsun, gözlerini yuvalarından söküp avuçlarında parçalamak istiyorsun kaderin. Yüzünün derisini yırtmak, dişlerinle parçalamak istiyorsun. Kolların bağlı, ayakların bağlı. Göğsünden dışarı fırlayacak kalbin, ipleri kopartamıyorsun.

O sana gülüyor oradan. Kahkahalarla. Öldürmüyor.

Anlayamıyorsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder