
madem bu akşam deneylerden başladık, onlardan devam edelim.
bugün (dün) itibariyle Goethe Institut İstanbul daki ilk kuru (A1.1) tamamladım. vize için gerekli olan 'başlangıç seviyesinde almanca' şartını yerine getirdim, artık ellerinde bir şey kalmadı, inşallah vizeyi de alacağım bu sefer.
bundan iki ay önce bu kursa başladığımda, açıkçası tipik bir dil kursundan farklı bir şey beklemiyordum. sadece resimlerini anladığın bir buch, dili öğretmek değil, sadece söyleneni yapmak amacındaki bir lehrerin, 9-10 kişilik bir klasse. hani nedir, ders başlar, arayı iple çekersin çünkü bir şey anlamıyorsundur, çünkü hoca standart bir dil kursu hocasından farklı değildir, seni sıktıkça sıkar, arada tek keyfin bir dal sigara içmek, sonra tekrardan yukarı çıkıp bu sefer bitiş zamanını beklemektir. bunlardan bir tanesinin bile olmaması çok büyük bir artı iken, ilk 1-2 haftadan sonra, ilk kez karşılaşmanın verdiği gerginlik de yok oldu. aslında ilk dersten Pınar hocanın bütün sandalyeleri ortaya aldırıp herkesin ismini biribirine ezberletmesi, [levent] sonra da 'siz' hitabını kullanması, iyi başlangıç işaretleriydi. daha sonra verilen aralarda aşağıda oluşan ''Die Nikotin Gruppe'', sanırım kursun aklımdaki en büyük ön yargısını değiştirdi. haftada sadece 2 gün, toplasan 6-7 saat gördüğüm insanlarla, son 2 ayın en keyifli zamanlarını geçirebileceğimi düşünmemiştim şahsen.
biraz eğitimden, işlevden bahsedeyim. verilen kitap fena değil, zaten ilk kur olduğu için çok temel şeyler gösteriliyor. eğitim kalitesi çok yüksek, hani öğrenmeden geçmezsiniz, zaten alıştırmalar, ikili diyaloglar ve anektodlarla ders pekiştiriliyor. buraya kadar standart bir kursa 'iyi' diyebileceğimiz özellikleri olsa da, bundan sonra, kendi gözlemlerimden yola çıkarak, benim şansıma denk gelenlerle 'çok iyi' ye yakınsıyor. bunun birinci sebebi Die Lehrerin Pınar Hoca. gerektiğinde dersin ipini biraz serbest bırakarak geçen iki ayı 'orjinal ve basmakalıp' bir dil kursundan çok farklı bir havaya sokabildi. 21-25 yaş aralığında değişen 14 kişiyi dersin her anı ilgili tutmak gerçekten zor bir işti, ama o bunu başardı. üstelik, kendi kelimeleriyle , en sevmediği kur olan A1.1 i işlerken, bundan kendisi de keyif alarak yaptı bu işi.
diğer sebep, sınıfın ortamı. sanırım çoğunluğu üniversite öğrencisi olduğu için, benim açımdan ilişki kurabilmem kolay oldu, 3 tane YTÜ lü vardı zaten. İlk haftadan itibaren, aşağıda sigara içerken tanıştığım Ali ve Kanan ile muhabbet güzel oluyordu. Pınar Hoca nın da orada olması, daha sonra Deniz in de katılımıyla, sınıftakinden hariç, bir tanışma fırsatı, o havadaki gerginliği 2. haftadan itibaren kırdı. U şeklinde yerleşimden dolayı gruplaşmalar olması normal, bunun kırılıp da herkesin katılımının sağlanması, çoğu gün zamanın nasıl geçtiğini anlayamamayı beraberinde getirdi.o gergin hava kırılıp, herkes biribiriyle az-buz tanışınca, cevap vermedeki tereddüt de kayboldu, bu da herkes için öğrenim sürecini hızlandırdı.
bitime 2 hafta kala yapılan sanat ve son hafta yapılan starbucks ve mavi içmecesi de bunun tuzu biberi oldu. açıkçası kursa başladığımda iyi arkadaşlar edineceğimi hiç düşünmemiştim. ama şimdi düşünüyorum da, bu haftasonu da bir şeyler ayarlayabilirim. cumartesi mesela. saat akşam 7 de. okuyun burayı bak, aşağıda bir daha yazıcam. cumartesi akşam saat 7 de, taksim de buluşulacak. büke, efe ye haber ver, bursa dan dönmüş olursa o da gelsin.
uzun lafın kısası, kurs güzeldi. şimdi bir şey söyleyecem, gülen olmasın, aynısından Almanya da da bir tane yapma fikri, kötü fikir değil. 'Facebook unuz olsa event açardık ahaha' şeklinde, türk filmlerindeki platin saçlı kötü kadın gibi gülen Tuğçe ye inat, burayı buluşma için organizasyon merkezi yapma planı var aklımda. Bakalım, istersek oluyor mu hakikaten. Bu kadar da uzun vadeli bir insanımdır.
dikkat: cumartesi günü saat 7 de herkes Taksim meydandaki metro çıkışının orada olsun. ben çeyrek kala falan orada olup beklemeye başlarım, kimse gelmezse arar rahatsız ederim. güleç göründüğüme bakmayın, sinirli bir insanım, adamı hasta etmeyin.
ek 2: Pınar hocam, programınız uygunsa sizi de mutlaka görmek isteriz aramızda.
:D naptın sen ya :D duyuru maili atcaktın 2 aylık kursu özetlemekle kalmamıs bizede laf atmıssın ben gelmicem hıh :D
YanıtlaSilyani türk filmlerindeki platin saçlı kötü kadın gülüşü nedir nasıl bir yorumdur inanamadım:D
YanıtlaSil@büke
YanıtlaSilyahu kötü bir şey demedim ki .) son 2 ayın güzel zamanlarıydı dedim, ne güzel sınıf ortamı dedim. hem burası daha işlevsel .)
@Tuğçe
sırf event dediğin için, yorumlarla bir facebook ortamı yaratıyorum. bunu başkasına yapmam .)
ekleme: bu arada, geçen gün barda otururken çalan şarkı; Goo Goo Dolls / Iris. dinleyin, dinletin.